Bir suçun var olup olmadığı; varsa failinin kim olduğu ve bu fiilin cezai sonucunun ne olacağı, ceza hukukunun temel konusudur. İddianame, savunma ve hüküm süreci olarak gerçekleşen bu işlemler, ceza mahkemelerinde icra edilir ve bu süreçleri düzenleyen hukuk dalına “Ceza Muhakemesi Hukuku” denir. Ceza muhakemesinin asıl gayesi, maddi gerçeğin tespit edilerek cezai sonuçlara bağlanmasıdır. İki ana ceza mahkemesi türü bulunur: asliye ceza mahkemesi ve ağır ceza mahkemesi. Bu mahkemelerin işleyişi, “5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun” ile belirlenmiştir. Bu mahkemeler hakkında daha fazla bilgi makalenin ilerleyen kısımlarında ele alınacaktır.
Asliye ceza mahkemesi, ceza yargılaması sisteminin temel taşlarından biridir. Diğer mahkemelerin yetki alanına girmeyen dava ve işler, asliye ceza mahkemesince değerlendirilir. Yasa ile belirli bir mahkemeye yetki verilmediyse, yargılama asliye ceza mahkemesi tarafından yapılır. Sulh ceza hakimlikleri, ağır ceza mahkemeleri ve diğer özel mahkemelerin yetki dışı kalan tüm dava ve işler, asliye ceza mahkemelerince incelenir.
5235 sayılı Kanunun 12. maddesine göre, Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen ve ağırlaştırılmış müebbet, müebbet veya on yıldan uzun hapis cezası gerektiren suçlar için dava açılması halinde, bu davalar ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girer. Bu mahkemelerin görev alanları sınırlı olduğundan, belirtilen suçlar dışında kalan vakalar genelde asliye ceza mahkemelerinde ele alınır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca, suça sürüklenen çocukların yargılanması için özel olarak Çocuk Mahkemeleri kurulmuştur. 18 yaşından küçük çocukların durumları bu mahkemelerde değerlendirilir.
Çocuk mahkemeleri genellikle tek hakimle işler. Cumhuriyet savcısının bulunmadığı durumlar da olmakla birlikte, bırakılma veya tutuklama kararı verildiğinde, ilgili dava dosyaları savcıya iletilir. Çocuk ağır ceza mahkemelerinde genellikle iki üye hakim, bir mahkeme başkanı hakimi ve bir savcı bulunur.
Ceza yargılamalarında avukat tutmak zorunlu değildir. Ancak, bazı suçlarda avukatlı savunma önemlidir, özellikle ağır cezai yaptırımların söz konusu olduğu durumlarda.
Duruşmaya Katılım
Ceza yargılamalarında, sanıkların mazeretsiz olarak duruşmalara katılmamaları, zorla getirilme kararı çıkarılmasına yol açabilir. Sanığın savunmasının alınması, yargılamanın devamı için önemlidir.
Ceza mahkemelerinde, hükümlere istinaf ve temyiz yoluyla itiraz mümkündür.
Masumiyet Karinesi
Ceza hukukunun temel prensiplerinden biri olan masumiyet karinesi, sanığın suçlu olduğunun kanıtlanıncaya kadar suçsuz sayılması ilkesidir.
Sonuç
Ceza mahkemeleri, adaletin sağlanmasında kritik bir rol oynar. Suçların belirlenmesi, adil yargılama ve hukuka uygun cezalandırma, ceza yargısının temel ilkeleridir. Ceza hukuku kuralları, yargılama ve infaz süreçleri dikkatle uygulanmalıdır, böylelikle hem toplumsal düzen hem de bireysel haklar korunur.